Türkiye’de trafik kazalarının sayısı yıllık istatistiklere vurulduğunda genelde bir milyonun üzerinde bir istatistik bandında seyir ediyor. Bu sayısı nüfusumuza ve trafikte kayıtlı araç sayısına bakıldığında hiç iç açıcı değil. Yetkililer gerek sürücü belgesi eğitim ve sınavlarını iyileştirerek gerekse basım ve yayım yoluyla yapılan bilinçlendirme çalışmalarıyla bu sayıyı aşağıya çekmek için uğraşıyor. Bu uğraşların tatmin edici olmasa da yavaş yavaş sonuç vermeye başladığını söyleyebiliriz. Fakat buna rağmen Türkiye genelinde yaşanan trafik kazalarında 2016 yılı verilerine göre 7300 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Bu istatistiğe yaralanmaları ve maddi hasarları da eklediğimizde ülke açısından hoş olmayan bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı söylemek mümkün. Peki neden direk olarak hayatını kaybedenlerin sayısını paylaştığımızı sorarsanız cevabı yazımızın ana teması yani destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili. Bu temaya dayanarak yazımızın odak noktasını belirlerken de çok merak edilen sorulardan biri olan “destekten yoksun kalma tazminatı devredilebilir mi?” sorusunu başlangıç noktası olarak seçtik.
Destekten yoksun kalma tazminatının devredilmesi ve niteliği;
Destekten yoksun kalma tazminatı hukuk kurallarına göre “kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar” kabilinden kabul görmediğinden ötürü Destekten yoksun kalma tazminatı devredilebilir mi? Sorusuna verilecek en net cevap; “Evet” olacaktır. Zira yasalarca tam olarak tanımlanmamış bir kavram olsa da (kişiye sıkı sıkıya bağlı hak) herhangi bir hak için “kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan” olup olmadığı konusunda yorum yapılırken kullanılacak değerlendirme kriterlerinden en başta geleni bu hakların para ile ölçülemez haklar olduğudur. Bu bağlamda destekten yoksun kalma tazminatı da direk olarak para ile ölçülen bir kavram olduğu için üçüncü kişilere devredilmesinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Buradan hareketle destekten yoksun kalma ve tazminatı ile ilgili kavramları da açalım:
Trafik kazalarında destekten yoksun kalma tazminatı nedir;
Destekten yoksun kalma temelde kişilerin hayatta destek aldıkları bir yakınlarının can kaybı sonrası oluşan durumdur. Bu durum trafik kazası veya iş kazası gibi durumlarda oluşursa sigorta poliçeleri kapsamında tazminat davalarına konu olurlar. Destekten yoksun kalma Yargıtay tarafından sadece maddi olarak değerlendirilmemekte ve bir evladını kaybeden ailenin bayram ziyaretlerinde yaşayacağı boşluk veya evladın ev işlerine yardımcı olması gibi kavramlar üzerinden de hesaplanabilmektedir. Yani destekten yoksun kalma sadece parasal bir destekle alakalı oluşan bir kavram değildir. Bununla birlikte işin parasal boyutu hesaplanırken kişilerin gerçekten kaybettikleri yakınlarından maddi olarak destek alıp almadıkları ile ilgili de birtakım kanıtlar sunmaları gerekir. Yine aynı şekilde evladını kaybeden anne-baba örneğinde de bu ilişkilerin fiiliyatta mevcut olup olmadığını tanıklar ve delillerle ortaya koymak mahkeme süreci içerisinde gerekli olabilir. Bu kısımda anlatılanlarla ilgili detaylı bilgi almak ve daha fazla soruya cevap bulmak için aşağıdaki yazılarımızı ziyaret edebilirsiniz;
- Destekten yoksun kalma tazminatı nedir?
- Destekten yoksun kalma tazminatı nasıl hesaplanır?
- Destekten yoksun kalma tazminatında sigorta şirketinin sorumluluğu nedir?
- Destekten yoksun kalma tazminatı zamanaşımı süresi nedir?