Destekten yoksun kalma tazminatı nasıl hesaplanır?

Türkiye trafiğinin birçok şehirde tam olarak istenilen düzende işlemediğini biliyoruz. Bunun neticesinde sürücü belgesine hak kazanmayla ilgili sınavlardan, yasal düzenlemelere kadar birçok önleyici ve geliştirici plan devreye sokulmuş durumda olsa da genelde kurallara riayet etmemek ve dikkatsizlik gibi sebepler yüzünden her gün onlarca trafik kazası meydana geliyor. Adı üstünde “kaza” desek bile ülkemizde ihmaller sonucu meydana gelen kazaların oranı bir hayli korkutucu. Bu anlamda kimsenin bilerek yapacağı bir eylem olmasa da trafik kazalarından sonra birtakım kusur oranları hesaplanma yoluna gidiliyor. Bu sayede de trafik kazalarında meydana gelen maddi ve manevi kayıpların telafi edilmesine yönelik işlemler gerçekleştirilebiliyor. Öncelikle trafik kazaları akabinde oluşan maddi hasarların telafisi konusunda artık birkaç husus haricinde (araç değer kaybı gibi) tamir ve onarımla ilgili masrafların karşılanması belli kurallar çerçevesinde çoğu zaman mahkeme yoluna gidilmeden tamamlanabiliyor. Burada sigorta şirketlerinin birkaç fotoğraf ve tutanak ile karar verip aralarında anlaşabilmeleri büyük bir kolaylık sağlayarak araç değer kaybı dışındaki maddi hasarla ilgili durumlarda zorluk çıkarmıyor. Ancak maddi hasarların yanında daha da üzücü bir şekilde meydana gelen cismani (bedensel) zararların birçoğu ile ilgili sigorta şirketleri sorumluluk almayı ret ederken özellikle destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili kişilerin kesinlikle yasal yollara başvurması ve dava açması gerekiyor. Bu durumda kalan ve destekten yoksun kalma tazminat davası açma eğiliminde olan şahısların da kafalarındaki en büyük sorulardan biri destekten yoksun kalma tazminatı nasıl hesaplanır? Oluyor. Biz de buradan yola çıkarak bu kez sizlere bu hesapla ilgili bilgilendirici bir yazı hazırlamaya karar verdik.

Destekten yoksun kalma tazminatı nasıl hesaplanır?

Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken her şahısın farklı şartları geride bırakarak hayatını kaybettiğini düşünürsek birçok farklı noktanın etki yaratabileceği çıkarımını rahatlıkla yapabiliriz. Bu nedenle aşağıda belli başlı çerçeveler ve kanunlarla belirlenmiş hesaplama ilkeleri ile ilgili açıklamalar bulacaksınız.

Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken dikkat edilen ana hususlar şu şekilde açıklanabilir;

Öncelikle destekten yoksun kalma tazminatları hesaplanırken mahkemelerin dikkat aldıkları birtakım tablo ve çizelgeler mevcuttur. Bunlardan en çok kullanılanları yaşam tablosu ve PMF tablosu olarak bilinen göstergelerdir. Söz konusu PMF tablosu halen birçok karara etki etmekte ve temelde kişilerin (yaşasalardı) ömürleri ile ilgili bazı istatistik verilerine dayanarak tahminlerde bulunmayı sağlayan bir tablodur. Bu sayede kişilerin (yaşasalardı) muhtemel kazançları ve bu kazancın destek sağladığı bireylerin yoksun kaldığı destek miktarları hesaplanabiliyor. Bununla birlikte bilirkişi raporları ve hakimlerin yorumu da hesaplamalarda etkili olabiliyor. Bunlara ek olarak kişilerin sadece maddi destekleri değil evdeki hayata yönelik destek hizmetleri ile ilgili de tazminat hesaplamaları yapmak mümkün. Öyle ki bazı yargıtay kararlarında hayatını kaybeden evladın bayram günlerinde anne babasına yapacağı ziyaretler ile ilgili bile hak iddia etmek mümkün.

Yukarıda anlatılan hesaplamaları somut olarak ortaya koymak ve konuyu daha net açıklamak için aşağıda birkaç Yargıtay kararından örnekler seçilmiştir;

  1. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 1974 yılı 1207 sayılı kararı; Destekten yoksunluk tazminatının amacı, desteğini yitiren kişinin, ölüm öncesi içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik yaşama düzeyinin devamını sağlayacak yardımın karşılığı olan paranın, bir başka deyişle bakım giderinin ödetilmesidir. Desteğin gelirinin dağıtımında öbür hal sahiplerinin de varlığı göz önünde tutulmalıdır. Desteğini yitiren kimse, kendisine ne yardım yapılması gerekiyorsa, yalnızca o tutarı isteyebilir.
  2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 1997 yılı 627 sayılı kararı; Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, desteğin anneye ayıracağı pay bekarken farklı, evlendikten sonra farklı sonuç doğuracaktır. Başka bir anlatımla sigortalı yaşamış olsaydı evleneceği tarihe kadar annesine daha fazla, evlendikten sonra daha az yardımda bulunabilecekti. Hesaplamanın bu olguya göre yapılması gerekir
  3. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin  2005 yılı 9566 sayılı kararı; Asıl davanın davacılarından anne ve babanın maddi durumlarının iyi ve gelirlerinin fazla olması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları anılan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine engel değildir. Nitekim destekten yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir

Bu hesaba dahil olan bir diğer kriter ise can kaybına uğrayan kişinin sağ iken çalışıp çalışmama durumudur. Bu durumda kişinin aylık kazancı da hesaba katılacaktır. Kişi çalışmıyor dahi olsa asgari ücret üzerinden hesaplama yapmak mümkündür. Yargıtay’ın konu ile ile ilgili diğer kararları da incelendiğinde genelde bu örneklerden en az birine veya birkaçına benzer gereçeklerle verilen kararlar olduğunu görebiliriz.

Bu örnekler tahmin edebileceğiniz üzere oldukça fazla olabilir. Ancak bu üç örneğin ve diğer kriterlerin bize anlattığı nokta aslında tazminat hesaplarının birçok detaya göre değişkenlik gösterebileceği ve bu nedenle her davanın kendine özgü bir sürece sahip olduğudur. Bu sebeple destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili bir dava açmayı isteyen kişilerin Topalakcı Hukuk ile birlikte çalışarak davaları profesyonellerin eline bırakması zaman, enerji ve ekonomik açıdan büyük kazançlar sağlayacaktır.