Ülkemizde mütemadiyen yaşanan trafik kazaları alınan birçok önleme ve yapılan yasal düzenlemelere rağmen halen istenilen seviyeye düşürülmüş durumda değil. Bunun bir ürünü olarak trafik kazalarından sonra oluşan birçok maddi ve cismani kayıplarda sürekli olarak toplumun gündeminde kalmaya devam ediyor. Kimi zaman ulusal kanallarda dahi günde birkaç tane trafik kazası haberi görmemiz mümkün olabiliyor. Tabii haberlere yansımayan yüzlerce irili ufaklı trafik kazası da her gün yaşanmaya devam ediyor.
Oluşan bu trafik kazalarında da en iyi senaryolarda maddi hasarlar daha talihsiz durumlarda ise yaralanmalar veya can kayıpları yaşanabiliyor. Meydana gelen maddi hasarların telafi edilmesi ile ilgili sigorta şirketleri çok daha aktif rol oynarken yaralanma ve can kaybı gibi özellikle cismani zararların telafi edilmesi ile ilgili konularda şirketler genelde işleri yokuşa sürmektedirler. Fakat sigorta şirketlerinin direk karşılamadığı bu ve benzeri zararlar için mağdurların yasal yollardan haklarını arama şansları olduğundan cismani zararlarla ilgili geçici iş göremezlik, geçici iş gücü kaybı ve destekten yoksun kalma tazminatı gibi başlıklar altında, haksız fiili işleyen şahıslara ya da olayın durumuna göre şahısların sigorta şirketlerine davalar açma imkanları bulunuyor. Ancak bu tarz durumlarda kalındığında tam olarak hangi konuda, ne tür belgelerle ve nasıl bir mahkeme başvurusu işlemi yapılacağı ile ilgili herkesin bir hukukçu kadar bilgisi olmuyor. Biz de buradan yola çıkarak bu yazımızda “destekten yoksun kalma tazminatı nedir” sorusuna yer yer hukuksal tabirler, yer yer örneklerle cevap vermeye çalışacağız.
Destekten yoksun kalma
Bu yazımızın ana konusunu oluşturan ve bir trafik kazası sonucu bir kişinin hayatını kaybetmesi neticesinde gündeme gelen destekten yoksun kalma kavramı temelde trafik kazasında hayatını yitiren kişiden maddi anlamda destek gören şahısların bu can kaybı nedeniyle söz konusu destekten mahrum kalması ile ortaya çıkan bir kavramdır. Bu kavrama bağlı olarak yasalar önünde eşler, anne – baba ve çocukların birbirlerine karşılıklı olarak destek olduğu delil gerektirmeyen durumlardır. Yani sözünü ettiğimiz ilişkiler içerisinde olan kişilerin normal şartlarda bir can kaybı nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını özellikle ispatlamalarına gerek yoktur. Bu kişiler yasalar önünde birbirlerine karşı belli başlı sorumlulukları olan kişiler olduğundan destekten yoksun kalma kavramının içine de direk olarak dahil olurlar.
Peki destekten yoksun kalma tazminatı nedir?
Bir önceki paragrafta açıkladığımız durumlarda olan kişilerin bir trafik kazasından dolayı destek aldıkları bireyi kaybetmeleri neticesinde yaşayacakları mağduriyeti yani destekten yoksun kalmayı telafi etmek amaçlı karşı tarafta haksız fiili işleyenlere karşı açılan tazminat davası neticesinde alınacak bedeldir. Bu tazminat bedelinin belirlenmesinde kişinin sağladığı maddi desteğin dışında başka değişkenler de etkili olabileceğinden yazının devamında örnek Yargıtay kararları üzerinden diğer durumları da irdelemeye çalışacağız.
Destekten yoksun kalma ile ilgili bazı örnek durumlar;
– Maddi durumu resmi sınırlara göre yoksulluk sınırında olan yani maddi durumu kötü olan bir ailenin çalışmakta olan ve eve destekte bulunan bir üyesi olan oğlu bir trafik kazası neticesinde hayata gözlerini yumduğu zaman, çocuğun anne ve babası sağlanan bu maddi destekten mahrum kalacaklarından dolayı destekten yoksun kalma tazminatı açabilir.
Akla ilk gelen destekten yoksun kalma tazminatı sebebi olan yukarıdaki ve benzeri örneklerin dışında aslında maddi durumlarında sıkıntı olmayan ailelerin de bir üyesini -aynı örnekle gidersek oğlunu- kaybetmesi destekten yoksun kalma tazminatının konusu olabilir. Yargıtay’ın bu konuda birçok örnek kararı mevcuttur.
Bu örnek kararlarda Yargıtay’ın destekten yoksun kalma kavramını ilk örneğin dışındaki durumlarda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005 yılında verdiği 9566 sayılı kararında olduğu gibi yani şu şekilde de ele alabildiği görülmüştür;
Asıl davanın davacılarından anne ve babanın maddi durumlarının iyi ve gelirlerinin fazla olması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları anılan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine engel değildir. Nitekim destekten yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir.
Bu durumda destekten yoksun kalma tazminatını kimler talep edebilir;
Söz konusu Yargıtay 11. Hukuk dairesi kararına benzer birçok Yargıtay kararı mevcut olup bunlardan anlaşılacağı üzere destekten yoksun kalma tazminatı talep etmek için söz konusu kişiden sadece parasal olarak bir yardım alıyor olma zorunluluğu yoktur. Özellikle aile içinde birçok başka sebeple destekten yoksun kalma tazminatı talep etmek mümkündür.
Ancak davada karşı tarafın, hayatını kaybeden kişi ile ilgili olarak ispatlayacağı ve tazminat talep edenlere hiçbir şekilde maddi veya manevi desteği olmadığını öne süren deliller olması halinde davaların seyri değişebilir. Bunun dışındaki durumlarda davayı açan tarafın herhangi bir kanıta ihtiyacı olmamaktadır. Ancak yine de toparlanması ve mahkeme de usulüne göre sunulması gereken birtakım evraklar her zaman lazım olacaktır. Bu nedenle Topalakcı Hukuk gibi bu konuda birçok davayı sonuca bağlamış bir hukuk bürosu ile ortak hareket etmek ve verilecek bir vekaletname yardımıyla dava süreçlerinin uzmanları tarafından yönetilmesini sağlamak her zaman mümkün.